Almanya'nın değişik mülteci kamplarında kalan mülteciler olarak 8-9-2012 tarihinde başlatmış olduğumuz protesto yürüyüşümüzün bugün 8. gününü tamamlamış bulunuyoruz. Şu anda Gotha şehrine yakın olan Waltershausen'de konakladık ve ilk defa internet olanağına kavuştuğum için kısa bir zaman aralığında yürüyüşümüzle ilgili bir özet makale yazıyorum.
Würzburg şehrinde yürüyüşümüze start verirken kalabalik bir kitle tarafından coşkulu slogan, pankart ve konuşmalarla uğurlandık. Yürüyenler olarak bizim ekibin başlangıcı coşkulu oldu. Diğer bir koldan otobüsle hareket edenler de aynı coşkunlukla yolculuklarına başlamış oldular.
İlk başladığmızda bize eşlik edenlerle birlikte sayımız oldukça kalabalıktı, bu sayıya yüzlerce diyebiliriz. Daha sonraları da hemen hemen her gün yürüyenlerimizin sayısı 30'un altına düşmedi.
Daha önce yürüyüş güzergahını bisikletle gidip gelerek kaşif yapan arkadaşımızın rehberliğinde yürüyüşümüz bazen ormanlık alanlarda bazen de otobanlarda devam ediyor. Geceleri çoğunlukla lojistik komitesinin hazırladığı çadırlarda yatıyoruz. Ama bazen de konakladığımız şehirde bizim eylemimizi destekleyen dernek, parti ya da değişik kitle örgütlerinin ayarladığı mekanlarda kalıyoruz.
Yürüyüşümüz sırasında biçok dilde hazırlamış olduğumuz özgürlük yazan pankantımız hiç eksik olmuyor. Büyük şehirlere geldiğimizde diğer büyük pankantlarımızı da açıyoruz. Elimizde bulunan megafonla bir kaç dilde enternasyonal marşını ve ya Çav Bella gibi marşları söylüyoruz. Çav Bella hangi dilde söylenirse söylensin her kese tanıdık geliyor. Aradan ne kadar zaman geçerse geçsin. Devrimci mücadelenin ne büyük bir enternasyonalist damar yaratmış olduğunu böylece görmüş oluyoruz.
Geçtiğimiz yol güzergahlarında bulunan mülteci kamplarına adeta şok baskınlar yapıyoruz. Sindirilmiş, bastırılmış olan insanları uyandırıyoruz. Onlara cesaret veriyoruz. Gittiğimiz kamplarda insanların korkulu ve çekingen yüz ifadelerine tanık oluyoruz. Ancak bizim eylemimiz onlara cesaret veriyor. Pratik olarak da ziyaret edip bildirilerimizi dağıttığımız ve kendileriyle konuşmalar yaptığımız kamplardan yürüyüşümüze katılanlar oluyor. Şimdiye kadar iki kişi yürüyüşümüze katılmış bulunuyor. Şu anda bulunduğumuz yerdeki mülteci kampına gittiğimizde kitle bizi coşkuyla karşıladı ve her kes binanın önünde heyecanla birbirileriyle konuştular. Çok sayıda polis otosu olay yerine geldi. Bizim şok baskınlarımız polisi rahatsız ediyor doğal olarak. Gittiğimiz son mülteci kampında dört kişi bize katılma kararı verdi. Waltershausen mülteci kampından dönerken peşimizden kalabalık bir kitlenin coşkulu sloganlarla bize doğru geldikilerini gördük. Kadınlar, çocuklar slogan atarak bizim yürüyüş kortejimize katıldılar. Özellikle çocukların coşkuları ve heyecanlırı görmeye değerdi. Bu durum bizi de coşkulandırdı doğal olarak. Bizimle birlikte pankartları taşıdılar, konaklayacağımız yere kadar bize eşlik ettiler.
Dün geceki toplantımızda NPD adlı faşist partinin bizimle ilgili tehditler içeren ırkçı açıklamasını tartıştık. Bu açıklama bizim eylemimizin etkisini gösteren bir belge özelliği taşıyor. Bu açıklamaya karşı Almanya'da bulunan tüm anti faşist ve anti kapitalist kesimlerin bizi destekleyeceklerini biliyoruz. Biz yürüyüşümüze devam ediyoruz. Gelirlerse biz gene yürümeye ve her türlü ırkçı sınırları da aşmaya devam edeceğiz. Hiç bir sınıra ve hapsetmeye karşı boyun eğmeyeceğiz.
Geçtiğimiz şehirlende basın açıklamaları ve mitingler de gerçekleştiriyoruz. Gazete, televizyon ve rodyolar bizimle ilgili haberler yapıyorlar. Bazen bizimle röportajlar gerçekleştiriyorlar. Bizim eylemimizi sabote etmeye dönük haberlerde yazıyorlar. Bir gazete bu yürüyüşü yapanların yalnızca bir ülkeye mensup insanlar olduğunu yazdı mesela. Ama biz bunu tekzip eden bir açıklama yaptık. Yürüyüşümüzün etnternasıyonal bir özellik taşıdığını onlara ilettik. Gelip görenler de zaten bizim farklı ülkelerden gelmiş mülteciler olduğumuzu göreceklerdir.
Bayern ile Thüringen sınırından, yani doğu Almanya ile Batı Almanya sınırından geçerken onların bize verdikleri ve içinde bizi sınırlayan hükümlerin olduğu kimlikleri yırtma kararı aldık. Zaten içimizden bazılarının kimliği yanında yoktu. Bu eylem sırasında bizleri başından beri destekleyen bir Alman vatandaşı olan kadın da kendi kimliğini kesti. Bu arkadaş bu davranışıyla büyük alkış aldı.
Biz bu yürüyüşümüzle aslında başka bir hayatı denemiş oluyoruz. Sınırsız ve mülksüz bir şekilde farklı kültürlere ve farklı dillere sahip olanların ortak, kolektif bir hayat sürdürebileceklerini göstermiş oluyoruz. İnsanların eylem sırasında nasıl politikleştiklerini görüyoruz.
Vakit ve olanak yetersizliği nedeniyle şimdilik bu kısa özetle metnimizi noktalayalım. İlerde daha ayrıntılı metinilerle buluşmamızı sürdürmek dileyiğle.
Yaşasın insanlaşma ve ortaklaşma mücadelemiz.
15-9-2012