Weissenfels, 22.9.2012
Dünyanın her hangi bir yerinde, kapitalizme karşı gerçekleştirilen direniş ve mücadeleler boşa çekilen kürek değildir. Her direniş ve mücadelenin görünen ve görünmeyen etkileri vardır. Bir maden işçisi yerden bulduğu çok eski bir direnişi anlatan gazete kupüründeki haber yazısını okuduktan sonra, çalışmakta olduğu maden ocağında büyük bir direnişi örgütleyebilmiştir. Bizim kapitalist emperyalist izolasyona karşı sürdürdüğümüz direnişin de etkileri şimdiden kendisini göstermeye başladı. Hollanda da 17 mülteci direnişe başladı. "Almanya'daki mülteciler gibi direniş yapacağız" diyerek harekete geçtiler. Dün Hollanda'dan birisi geldi ve bize kendi bildirilerini getirdi. Aynı zamanda bizim de ona bir bildiri vermemizi istedi. Bildirimizi yazıp kendisine vereceğiz.
Kapitalist metropol ülkelerde bir kontrol toplumu yaratılmış ve toplum çok hızlı bir biçimde manüpüle edilebiliyor. Yollarda rastladığıımaz bazı Alman vatandaşlarına mülteci kamplarında süren izolasyonu, eyalet dışına çıkma yasağını anlattığımızda çok şaşırıyorlar. "Böyle bir şeyden haberimiz yoktu" diyorlar. İletişim araçlarının bu kadar gelişmiş olduğu bir koşulda insanlar gerçek bilgilere ulaşamıyorlar. Biz onların yaşadıkları mekanlara yürüyüşler düzenleyerek gerçekleri anlatıyoruz ve bir şekilde kapitalist kontrol toplumunun göbeğinde gedikler açıyoruz.
Dün akşam teksti yazdım fakat bazı yerlere gönderemedim. Bir kaç yere gönderdikten sonra sinyal kesildi. Bu gün sabah yürüyüşe başlamadan önce yazmayı deniyorum. Akşamki toplantımızda bu gün için önden bir grubu yakındaki mülteci kampına göndereceğiz. Onlar önceden bizim geleceğimiz konusunda oradakileri bilgilendirecek ve onların hangi dillerden anladıklarını tespit edecekler. Biz gittiğimizde daha planlı hareket etme şanasını yakalamış olacağız böylece.
Bugün direnişimizin 15. gününü tamamlamış bulunuyoruz. Şu anda Weissenfels'deyiz. Bu sefer bir basketbol sahasında yatacağız. Çadırda yatmaktan iyidir herhalde. Ayrıca burasının duşu da var.
Bu gün öğlen yemeği için mola verdiğimizde küçük bir toplantı yaptık. Her akşam yaptığımız toplantıların süresi çok uzun oluyor. Bu süreyi nasıl kısa tutabileceğimizi tartıştık. Her isteyene söz hakkı veriyoruz ve bazen aşırı uzatmalar ve tekrarlar oluyor. Bunun yanına çeviri için geçen süreyi de eklayınce epeyce bir zamanımız toplantıda geçiyor. Zaten sınırlı olan süre de taplantı ile geçince hem okuyup yazmaya zaman kalmıyor ve hem de insanların dinlenmesi yeterince gerçekleşmiyor. Öğlen arasında konuştuğumuz diğer bir konu da basın meselesi oldu. Dil probleminde dolayı basına yeterince bilgi ve yazı gönderemiyoruz. Ben her akşam yazıyorum ve bu yazılar Türkiyeli sitelerde ya da Almanya'daki Karawane, Voice, Linke vb. sitelerde yayınlanıyor. Ama bu yeterli değil. Bunu nasıl düzene sokabileceğimizi tartıştık.
Bugün yeni destekçi yürüyüşçülerimiz vardı. Birisi İspanya'dan gelmişti. İspanya'daki ekonomik kriz üzerine sohbet ettik. İspanya tarihindeki sınıf mücadeleleri üzerine sohbet ettik. Şu anda İspanya'da ciddi bir ekonomik krizin olduğunu söyledi arkadaş. Fakat İspanya'da güçlü bir direniş hareketinin henüz gelişmediğini de söyledi. Ordaki devrimci harekette çok parçaya bölünmüş durumda.
Bugün bir de Der Spegel'den bir muhabir gelmişti. Onlar da bizimle birlikte yürüyüp röportajlar yaptılar, fotoğraflar çektiler. Türkiye'de politik tutukluların sayısının çok olmasına şaşırıyorlar insanlar. Ayrıca aydınların ve çocukların hapishanelerde olmasına da çok şaşırıyorlar. Böylece birbirimizden değişik coğrafyalardaki toplumsal mücadelelerin durumu ile ilgili de bilgi edinmiş oluyoruz. Bir İtalyalı arkadaş da bizimle birlikte yürüyor. O da kamera vb. işleri yapıyor ama bir yürüyüşçü gibi emek veriyor. Onunla da İtalya'daki durum üzerine, Negri hakkında ve tabii ki Gramshi üzerine sohbetler ediyoruz. Mücadele deneyimi hazinemize değişik coğrafyaların deneyimlerini de birinci ağızlardan katmış oluyoruz. İran devrimci hareketinin tarihi oldukça ilginç. Tarz, yöntem ve devrimci tiplemesi olarak İranlı devrimci hareketten insanların durumu Türkiye'dekilere çok benziyor. İran'da da çok sert bir mücadele tarihi var.
Bu gün biraz erken geldik konaklama yerine. Bu nedenle zamanımız biraz genişlemiş oldu. Böylece internetten basını inceleme şansımız var. Önüzümdeki şehir olan Leipzig'te de uzun bir protesto etkinliği gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Hem mülteci kamplarını ziyaret edeceğiz, hem de şehir merkezinde uzun gösteriler yapıp konuşmalar yapacağız ve bildirilerimizi dağıtacağız.
22.9.2012- Weissenfels- Turgay Ulu