18.11.2012
5 Aralık ile 12 Aralık tarihleri arasında İçişleri Bakanları Konferansı olacak ve biz onları protesto etmek için 1 Aralık'ta Rostock tren istasyonunda bir protesto gösterisi düzenleyeceğiz. Bu eylemi yapmak için Oranienplatz'dan otobüs kaldıracağız.
İçişleri bakanlarının yapacakları konferansta bizim özgürlük yürüyüşü ve direnişimizde dile getirdiğimiz taleplerle ilgili hiç bir gündemleri bulunmuyor. Biz onların yaratmış olduğu özgürlüklerimizi kısıtlayıcı yasaları iptal etmelerini ve özgürlüklerimizin üzerinden ellerini çekmelerini isteyeceğiz. Bunun için bir bildiri kaleme aldık. Direnişimizdeki üç talebi tekrar gündeme taşımak istiyoruz. Mülteci kampları kapatılsın, sınır dışı etmeler durdurulsun ve eyalet dışına çıkma yasağı kaldırılsın biz bunu onların gündemine taşımak ve onları rahatsız etmek için elimizden gelen her türlü direnişi gerçekleşetireceğiz.
Bu konu ile ilgili olarak kaleme aldığımız bildiriyi her kesin görüşlerine sunuyoruz. İnsanların eleştiri ve önerilerini dikkate alarak bildiriyi yeniden şekillendiriyoruz. Böylece tüm açıklamalarımız her kesin ortak görüşünü yansıtmaya devam ediyor.
Son bir kaç gündür Berlin'de hareketli günler yaşanıyor. Son günlerde Gazze saldırısını protesto eden çok sayıda gösteri oldu ve buna bizim direniş çadırlarımızdan da arkadaşlar gittiler. Diğer yandan bu hafta boyunca Berlin'deki faşist örgütlenmeler hep birlikte sokağa çıktılar ve mülteci direnişine karşı eylemler gerçekleştiriyorlar.
Bizler sokağa çıktığımızdan bu yana ırkçılar oturdukları yerlerinden kalktılar ve bizim sokaktaki özgürlük eylemimizi etkisizleştirmeye çalıştılar. Ama bunu şimdiye kadar başaramadılar. Çünük bizim direnişimiz ve mücadelemiz sadece ırkçıları değil aynı zamanda ırkçılık karşıtı güçleri de harekete geçirdi. Böylece normal günlerde açığa çıkmayan tüm toplumsal duyarlılıkları biz açığa çıkartmış oluyoruz.
Son günlerde sık bir biçimde yaptığımız Türkiye hapishanelerinde süren açlık grevleriyle dayanışma eylemleri şu anda noktalandı. Son olarak bir kiliseyi işgal ettik ve orada arkadaşlar açlık grevi yapmaya başladılar ama aynı gün Apo ile kardeşinin yaptığı bir görüşmede Apo, açlık grevlerinin amacına uluştığını ve açlık grevine son vermeleri çağrısında bulundu. Sorunun tüm muhatapları bu çağrıya tartışmasız uydular ve açlık grevleri sona erdi. Açlık grevlerinin üç talebi ile somut bir adım atmadı devlet. Sadece anadilde savunma ile ilgili bir düzenlemeye gitti. Ama bunu da gene geçersiz kılacak ayrıntılar eklediler. Anadilde savunma yapmak isteyen insanlar çevirmen paralarını kendileri öideyecek. Böylece devlet kendisini işin içinden sıyırmış oldu. Her şeye rağmen bu eylemler dünya çapında ciddi bir duyarlılık oluşturdu.
İsrail'in Gazze'ye gerçekleştirdiği saldırılar karşısında, Filistin'li gruplar aynı tutumu almadılar. Hamas ateşkes isteğini dile getirirken FHKC bu konuda aynı görüşde olmadığını açıkladı. Onlar direnişi devam ettirmekten yana görüş açıkladılar ve İsrail hedeflerine karşı top atışlarına devam etmek istediklerini ilan ettiler.
Direniş çadırlarımızın bir şekilde varlığının tehlikeye girme olasılığı karşısında alternatif palnlarımız da bulunuyor. Ama şu anda direniş çadırlarımız normal varlığını sürdürmeye devam ediyor. Bir yandan eylemler örgütlemeye devam ederken bir yandan da basın ve yayın kuruluşlarında selerimizi duyurmaya devam ediyoruz. Bu gün bir Kürt basını bizimle röportaj yapmak istediğini bildirdi. Bize bir telefon numarası bıraktı. Uygun bir zamanda onlarla bir röportaj gerçekleştireceğiz.
Özgürlük yürüyüşümüze başlamadan önce Erfurt şehrinde düzenlediğimiz Break İsolation kampından oraya yakın olan Breitenvorbis mülteci kampına dün bayan arkadaşlar bir ziyaret düzenlediler. Orayla ilgili olarak bir kadın çalışması başlatılmıştı. Dün bir grup kadın arkadaş yeniden söz konusu kampa gittiler ve izolasyonu teşhir etmeye devam ettiler. Aynı zamanda kadınların mücadeleye daha aktif bir biçimde katılmaları için çaba harcamaya devam ettiler. Tüm bu çalışmaların toplamını hem kadın konferansına ve hem de mülteci halk mahkemesine taşımayı hedefliyoruz.
Bu arada Almanya'nın değişik kentlerinde ve bölgelerinde, direnişimizle ilgili olarak dayanışma eylemleri ve diğer etkinlikler yapılmaya devam ediyor. Biz bu grupların hepsini tanımıyoruz bu nedenle grupların adlarını yazmıyoruz. Ama kapitalizme karşı eylem ve etkinlik gerçekleştirenlerle belki aynı zeminde durmuyor olabiliriz ama bu eylem ve etkinliklerde dayanışma içinde bulunmakta bir sakınca görmüyoruz. Eylem ve etkinliklerde bulunan grupların hepsinin aynı formata sahip olması gerekmez. Tüm grupların ortaklaştığı şey anti kapitalist ve anti faşust olmaktır. Zaten diğer konularla ilgili grupların aynı görüşte olma şansı yok. Çünkü bu konularla ilgili teorik ve pratik olarak dünya devrimci hareketinin kafa karışıklığı devam ediyor. Net bir teori ve pratiğe sahip olabilmek için daha uzun bir zamana ihtiyacımız var.
Bu günkü toplantı çadırında Lgbt örgütlenmesi de talep ve gündemlerini dile getirmişler. Bu konuda da direniş alanımızda bir açıklık oluşmuş oldu. Gündelik yaşamda insanlar rahatsız oldukları davranışları ortaya koyma ve çözme yöntemlerini dile getirdiler.
Gündelik pratik işlerimizi yerine getirirken bir yandan da direnişimizin geleceğe aktarılması için gerekli olan yazı gibi araçları da devreye sokmaya çalışıyoruz. Burada hazırlanmakta olan bir kitaba istedikleri yazıyı yazmaya başladım. Verilen sürenin bitmesine az bir zaman kaldı. Ama bir kere griş yaptım artık arkası çorap söküğü gibi gelecektir.
18.11.2012
Turgay Ulu
Berlin